Dünya Sağlık Örgütüne, göre ağız kanserleri en ölümcül 8 kanser arasında yer alır. Ağız kanserleri; dudak, damak, dişeti, dil, ağız tabanı ve boğazın üst kısmında oluşan kanserler olarak açıklanmaktadır. Ağız kanserlerinin en çok görüldüğü yer alt dudak, dilin arka yan kısımları ve ağız tabanı olmakla birlikte, ağız içinde her bölgede oluşabilir.
Yapılan araştırmalara göre ağız içi kanserlerinin görülme sıklığı erkeklerde, kadınlara oranla 2 kat daha fazladır. Yine 40 yaş üzeri kişilerde görülme olasılığı da diğer yaşlara göre daha fazladır. Ağız içi kanserlerin oluşumunu tetikleyen başlıca etkenler;
-Aşırı baharatlı besin tüketimi,
-Sık ve aşırı alkol tüketimi,
-Sigara kullanımı,
-Ağız içi dokularla uyumsuz protezler,
-Maraş otu ve keyif verici maddelerin ağızda bekletilmesi ve kullanımı,
-Uyumsuz dolgu ve restorasyonların keskin kısımlarının dili ve yanağı sürekli tahriş etmesi,
-Ağız hijyenine özen gösterilmemesi,
-Genetik etkenler,
-Stres
Ağız kanserlerinde erken teşhis çok önemlidir. Teşhis etmek için özellikle;
-Yanak ve dilde hissedilebilir düzeyde şişme ve kalınlaşmalar,
-Diş eti, dil ve ağızda yama veya benek şeklinde lekeler oluşması,
-Yutkunma güçlüğü,
-Ağız içi kolay kanayan ve iyileşmeyen yaralar,
-Konuşma güçlüğü,
-Gevşek, hareketli dişler gibi belirtiler 2 haftadan fazla sürede iyileşmiyorsa mutlaka muayene olmak gerekmektedir. Çünkü ağız içi kanserler ağrı yapmadan sinsice oluşabilir.
*Ağız içi kanserler bulaşıcı değildir. Düzenli olarak ağız bakımınızı yapıp, dengeli beslenirseniz ve diş hekiminize düzenli bir şekilde muayene olup, kontrollerinizi yaptırdığınız sürece ağız içi kanserlere yakalanmaktan korunabilirsiniz.